Eğirdir gezi notları

Eğirdir yerleşim merkezi gölün güney ucundadır. Küçük bir tatil kasabasını andıran Eğirdir küçük plajları, çay bahçeleri ve restoranlarıyla iyi vakit geçirlebilecek bir yer. Önemli ulaşım güzergahlarının geçiş noktasında yer almadığı için çok fazla bilenen bir yer değildir. Gölün diğer bir adı da Hoyran'dır. Eğirdir Gölü, güney ucunda bir dere ile dışarı akar. Bu dere vadiler arasından akarak Kovada gölünü oluşturur ve aynı şekilde yoluna devam eden dere Antalya'da Aksu olarak denize dökülür.

Tarihi açıdan bir çok medeniyete ve esere ev sahipliği yapmaktadır. En eski buluntular Arzava Krallığı'na aittir. (M.Ö.2000-1200) İlkçağlarda bölgeye Askania adı verilmekteydi.
Arzava Krallığı'ndan sonra, bölge Friglerin hakimyetine girdi. M.Ö.687 yılından sonra Lidyalılar hakimiyeti ele geçirdi. Şehrin kalesi Lidyalılardan kalmadır. M.Ö. 540 yılında Persler tarafından ele geçirilen şehir 200 yıl sonra Seleukos eğemenliğine girmiş ancak M.Ö. 188 yılında Apamea (bu günkü Dinar) anlaşmasıyla Romalılar'a bırakılmıştır. Roma döneminde adı Prostanna olarak değiştirilmiştir. M.S. 395'te Bizans hakimiyetine giren şehir ortaçağ boyunca Akreterion olarak isimlendirilmiştir.

1071 yılından sonra bölgede kısmen hakim olan Türkler, 1204 yılında Selçuklu hükümdarı 3. Kılıçarslan'ın çevre şehirleri almasıyla tam hakimiyeti sağlamıştır. Bu dönemlerde Cennetabad olarak adlandırılmış ve Selçuklu Sultanları tarafından sayfiye yeri olarak kullanılmıştır.

Selçuklu'nun yıkılmasından sonra bir süre Türk beylikleri arasında el değişitiren Eğirdir 1400'lü yıllarda Osmanlı hakimiyetine girmiştir. İlk "Eğirdir" ismi Karamanoğlu beyliğinin bastırdığı paralarda görülmektedir.

Görülmesi gereken yerler:
Prostana Antik Kenti, Yeşilada Mahllesin'deki Ayastefanos Kilisesi, Eğirdir Kalesi, Dündarbey Medresesi, güzel manzarasıyla Akpınar Köyü sayılabilir.