Gezi notları
Gezginler tarafından genelde Bergama Antik Kenti dolaşılır ama şehir içine girmeden yola devam edilir. Sizlere tavsiyemiz; bir çok tarihi kasabanın sokakları ile yarışacak güzellikteki Bergama sokaklarında biraz vakit harcamanız.
İzmir'in en kuzeydeki ilçesidir. Doğuda Kınık, batıda Dikili, güneyde Aliağa, kuzeyde ise Balıkesir ve Manisa illeri ile çevrilidir. İzmir'e 100 km uzaklıktadır.
Bergama, Türkiye'nin en büyük ilçelerinden biri olup, kendisine toplam 114 köy ve 5 belde bağlıdır. Karesi Beyi tarafından fethedilen Bergama uzun süre Karesi Beyliği egemenliğinde kalmış daha sonra Osmanlı devletine bağlanmıştır. 1337-1868 arası merkezi Balıkesir olan Karesi sancağına bağlı olan Bergama, 1868-1877 arası merkezi Manisa olan Saruhan sancağına bağlandıktan sonra İzmir sancağına bağlanmıştır.
Tarih ve turizm kenti Bergama, insanlık tarihinden pek çok izler taşıyan bir şehirdir.
Bergama sahip olduğu, zengin tarihi ve kültürel değerleriyle; çocuklarımıza emanet edeceğimiz insanlığın çok değerli hazinelerindendir; tarihi mirasıdır.
Bergama’da ilk yerleşimler, MÖ 7. ve 6. yüzyıllara kadar gitmektedir. Bergama, günümüze kadar geçirdiği tarihsel süreç içinde pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış, her medeniyetin kendi kültürü doğrultusunda inşa ettiği tarihi ve kültürel değerleriyle, bugünkü önemine kavuşmuştur.
Bergama ve çevresi; Hellenistik, Krallık dönemini, Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerini yaşamıştır. Bergama’da bu dönemlerde pek çok yapı inşa edilmiştir.
Bergama’nın asıl adı Luwi dilinde Paraga(u)ma öğelerinden üretilmiş “Yüksek Yerin Halkı” (nın kenti) anlamında, Pargama’dır.
Pergamon; Mysia’nın Hellenistik çağda büyük önem kazanmış bir kentinin, (şimdiki Bergama) adının, Helen ağzında büründüğü biçimidir.
Bergama kale anlamına gelmektedir. Şehrin ilk yerleşim alanıAkropol’dür. Akropol, bugün bütün görkemiyle Bergama’ya gelen konuklarını ağırlamaktadır.
Bergama, Lidya ve Pers egemenliğinden sonra MÖ 4. yüzyılda, Makedonya Kralı Büyük İskender’in egemenliğine girmiş, MÖ 283’ten itibaren ise 150 yıl boyunca Batı Anadolu’ya hükmetmeyi başararak, Helenistik dönemin en önemli gelişmiş kültür ve ticaret merkezi olmuştur.
MÖ 133’te Kral 3. Attalos’un vasiyetiyle Roma Devleti’ne devredilen Bergama, MS 395’te Bizans egemenliğine, Türklerin Anadolu’ya gelmesiyle birlikte de, Türklerin hakimiyetine girmiştir.
Bergamalılar, Hellenistik dönemin en görkemli yerleşim merkezlerinden olan Bergama Akropol’ünde; Zeus Sunağı’nı, Dionysos Tapınağı’nı, Athena Tapınağı’nı ve Demeter Tapınağı’nı inşa etmiştir. Bu yapıların içinde en önemlisi ise Zeus Sunağı’dır. Bu yapı Bergamalıların büyük zaferini sembolize etmekteydi. Heykelcilik sanatının ilk ve en güzel örnekleri yine Bergamalılarca bu Büyük Sunağın üzerinde uygulanmıştır. Bu yapı ne yazık ki bugün Almanya’nın Berlin Şehrindeki “Pergamon Museum”da sergilenmektedir.
200 bin tomar kitaptan oluşan Büyük Kütüphane’de yine Akropol’ün önemli yapılarındandır.
Bergamalılar, parşömen kağıdından kendi icat ettikleri kitaplarla bu kütüphanede büyük bir kültür hazinesi yaratmışlar ve Mısır uygarlığı ile yarışmışlardır.
Bergama’daki bir diğer önemli yapı da Aslepion’dur. “Eczacılığın Babası” Hekim Galenos’un da kenti olan Bergama’da dönemin en büyük sağlık yurdu Asklepion, MÖ 4. yüzyıla uzanan geçmişiyle Sağlık Tanrısı Aslepieos’a adanarak yapılmış ve MS 5. yüzyıla kadar ünlü bir tedavi merkezi olarak etkinliğini sürdürmüştür.
Şifa havuzlarıyla cilt hastalıklarının ve telkin yoluyla psikolojik rahatlama tedavilerinin yapıldığı Bergama Asklepion’u; Kütüphanesi, Tiyatrosu, Asklepios Tapınağı ve Kutsal Bodrumuyla bugün konuklarını ağırlamaktadır. Her yıl, mayıs ayında dünyanın pek çok bölgesinden uzmanların katıldığı psikoterapi konferansları burada yapılmaktadır.
Bergama, hristiyanlık tarihi açısından da son derece önemli bir yer olarak bilinmektedir. Roma’nın Asya bölgesinde Kutsal Kitap İncil ilk kez Bergama’da görülmüştür. Bunun nedeni, ilk yedi kiliseden birisi olan Bazilika’nın Bergama’da bulunmasıdır.
Mısır Tanrıları tapınağı olarak yapılan Serapeion (Bazilika) daha sonra St. Jean Kilisesi olarak Hıristiyanların dinsel mekanı olmuştur. Aynı yapının avlusunda şimdi de Müslümanların dinsel merkezi olan Kurtuluş Cami bulunmaktadır. Bu yapı Bergama’da dinsel hoşgörünün en güzel bir örneğidir.
Bazilika halen ayakta durmakta ve Anadolu’daki hayatta kalan en yüksek yapılardan birisi olarak varlığını korumaktadır.
Dev Roma Tiyatrosu, Amfiyatroları, Stadyumları ve Tümülüsleriyle Bergama adeta bir “Açık Hava Müzesi” gibidir. Bu görkemli kenti her yıl bir milyon insan ziyaret etmektedir.
Türkiye’nin önemli tarih ve turizm kenti Bergama, insanlık tarihine kattığı pek çok ilk ve yenilikle de adından sıkça söz ettirmektedir.
Bergama’nın insanlık tarihine kattığı ilkler şöyledir:
1- Deriden kağıt yapımı olan, ilk Parşömen,
2- 200 bin ciltlik kitaba sahip olan, ilk Asya Kütüphanesi,
3- İlk büyük sağlık yurdu (hastane), Aslepion,
4- İlk telkinle tedavi yöntemi olan, Psikoterapi,
5- Müzik, tiyatro, spor, güneş ve çamurla yapılan, ilk doğal tedavi,
6- Bitkisel ilaçlarla tedavi şekli olan ilk Farmakoloji,
7- İlk afyon maddeli ilaç,
8- Sağlık altyapısı olan, ilk kent hijyeni,
9- İlk tıp ve eczacılığın simgesi olan, Yılanlı Sütun,
10- İlk mühendislik olan, “U” borusu yöntemi ile Trigonometri,
11- İlk kent imar yasası,
12- İlk kent çarşı-Pazar yasası,
13- İlk komün devleti,
14- İlk grev ve toplu sözleşme, (MÖ 248’de ücretli askerlere, 1. Eumenes haklarını vermiştir)
15- İlk dört tiyatrolu kent,
16- İlk ve en dik tiyatrolu kent,
17- İlk meslek sendikaları ve sendika konfederasyonu,
18- İlk üç dereceli öğretim, (ilk, orta, lise)
19- İlk ve en büyük sunak, Zeus Suağı,
20- İlk kazı müzesi, (Arkeoloji deposu ve sonra müze)
21- İlk ahşap sahneli tiyatro,
22- İlk yedi kiliseden birisi, Bazilika,
23- İlk batı Türkçesi grameri, (Bergamalı Kadri Efendi’nin Müyesseretü’l Ulum adlı yapıtı)
24- İlk işgali kıran kent, (15 Haziran 1919) ve
25- İlki 1937 yılında düzenlenen, ilk yerel festival yapan şehir.
M.Ö. 7.yy´da sur duvarlarιnιn insa edildiği saptanan sehirde Pers, Büyük Iskender, Frigya, Trakya Krallιğι, Selevkos Krallιğι, Roma ve Bizans Dönemlerinin izini tasιr. 1302 yιlιnda Bizans´dan Karasi Oğullarι Beyliğine ve 1341´den sonra da Osmanlι’lara katιlmιstιr.
Bergama 19 Haziran 1919 tarihinde Yunanlılar tarafından işgal edilmiş, 14 Eylül 1922 tarihinde de bağımsızlığına kavuşmuştur.
Bergama Şehir Merkezi
Bugün Bazilika olarak bilenen Serapis Tapınağı, M.S. 2.yy'da Roma İmparatoru Hadrianos tarafından Tanrı Serapis adına yaptırılmıştır. Hristiyanlığın ilk 7 kilisesinden biri olarak adı İncil'de geçmektedir. Bazilika'nın altından Selinos deresi akmaktadır.
Bunların dışında Bergama^da birçok Selçuklu ve Osmanlı eserleri vardır. Bunların başlıcaları; Selçuklu Minaresi, Ulucami, Çukurhan, Taşhan, Küplü Hamam, İncirli Mescit, Kurşunlu Camii, Tabaklar Hamamı, Hazı Hekim Camii ve Hamamı, Parmaklı Mesict, Laleli Camii, Ansarlı Camii, Şadırvanlı Cami, Kulaksız Camiidir. Tarihi Bedesten ve Ticaret merkezi ve birçok çeşme ve sebil de Bergamâ'da görmeye değer yerler arasındadır.
Bergama, folklorik açıdan ülkemizin sayılı yerlerinde biridir. Halıları, yöresel kıyafetleri ve halk oyunlarıyla halk kültürümüzün önemli bir parçasını oluşturur.
|